‘ÇANAKKALE’DE KURAKLIK NEDENİYLE AÇIK KOLONİLERİNDE KAYIP YÜZDE 40’LARA YAKLAŞTI’

ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Ekincilik Fakültesi Toprak Bitkileri Bölümü akademisyen Prof. Dr. Harun Baytekin, kuraklığın, temiz kolonisi varlığını karşıt etkilediğini ve kayıplarının da kentte yüzdelik 40’lara yaklaştığını söyledi.

Son yılların yeryüzü yağışsız dönemlerinden birinin yaşandığı Türkiye’üstelik, aile ayı ortalarında, zaman normallerinin üzerinde sıcaklıklar kaydediliyor. Ülkenin bir nice bölgesindeki göletle barajlarda su seviyeleri azalmaya başlarken, zaman normallerinin üzerindeki alev ve kuraklık zımnında arıcılık faaliyetlerinde dahi menfilik görülüyor. ÇOMÜ Kültür Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin, kuraklık ve ısıdam havanın katışıksız nüfusunda düşüşe illet olduğunu, baharat şartlarının er oluşmasıyla saf kolonisi kayıplarının olacağına özen çekti.

‘KOLONİ NÜFUSUNDA INIŞ YAŞADIK’

İklim değerlendirmelerine bakarak akıbet 15 yılda Marmara Bölgesi’nin güneyinde 7 posta yağışsızlık yaşadığını vurgulayan Prof. Dr. Baytekin, Bu yıl 8’incisini yaşıyoruz. 2021 sonbaharı yağışsız geçmişti. Geçtiğimiz yaz ortalarına akıllıca yağan yağışlar, bu kuraklığın etkisini tıpkısı evre nebati üretimde azalttı. Fakat arılar amacıyla çok faydası olmadı. Zira ılıman geçen şita şartları, yağışsız geçen güz ve ilkbaharda gelişmeyen tohumlu bitkiler, ehliyetli nektar ve polen veremeyince arılar, bahara çıktığı kabil kaldı. Bu nedenle üstelik yaz ortasına akla yatkın birlikte sakil tıpkı sömürge nüfusunda çöküş yaşadık. Alevlendirmek için oluşturduğumuz yeni kolonilerin ise tezce çarçabuk kâffesi yaz sonuna akıllıca ölmeye başladı. 100 kovanı olan 60 kovana kadar düşerek kışa girdi. 2022 yılı sonbaharı birlikte çok yağışsız geçti. Ağustos böylelikle yağan yağmurlardan bilahare çatlak ayının 10-15’ine büyüklüğünde seçkin yağmur kaydedilmedi. Çeşmeler kurudu, göl ve göletlerde az daha su kalmadı. Bu sene birlikte kuraklığın dokunaklı şekilde zararlarını göreceğiz kadar görünüyor diye niteleyerek konuştu.

‘VERİM DÜŞMEYE BAŞLADI’

Ciddi dönemlerde yapılan beslemelerle arıları ayakta tuttuklarını anlatan Prof. Dr. Baytekin, Yeterli bal verimi anlamında düşündüğümüz devir önceki yıllardaki performanstan haddinden fazla uzaktayız. Çanakkale’dahi halis kolonisi kayıpları yüzde 40’lara yaklaştı. Türkiye kovan varlığı açısından oldukça çokça ensesi kalın. 8 milyonun üzerinde koloni varlığımız var. Ancak performansa baktığımız zaman bal verimi yönünden acun ortalamasının altındayız. Modern kovanlarla arıcılık yapıyoruz ama bitki örtüsü desteklemiyor. Floranın desteklememesi bile vasıtasız yağışa, kuraklığa merbut. Kurak sabık yıllarda çiçekli bitkiler, tam çiçek tozu ve nektar veremeyince arılar dahi beslenemiyor. Eleştiri dönemlerde arılara besleme fethetmek zorunda kalıyoruz. Arıcılığın maliyetleri bile artmaya başlarken, buna denk aldığımız ürün bile düşmeye başladı dedi.

‘KOVAN KAPATMAYA BAŞLADIK’

Kuraklığın arılardaki etkisine değinen Prof. Dr. Baytekin, şunları kaydetti

Kuraklıkla alay malay ılıman geçen kışlar birlikte katışıksız nüfusunu, koloni varlığını araç olmaksızın etkiliyor. yavaş yavaş kapçık kapatmaya başladık. Arılar, güzün yavruyu er kesti. Polen kaynakları azalınca er güze yolmak zorunda kaldı ama yaz bitmedi, şita gelmedi. Bu nedenle birlikte arılar sonsuz çevrede tıpkı şeyler aramak amacıyla sorti yaptı. Bunun sonucunda ömürleri kısaldı. Dolayısıyla 8 çıta arıyla başladığımız kovanlar, şu dakika 6 çıtaya düşmüş durumda. 2-3 çıta arıyla kışa girdiğimiz kovanlarda şu dakika 1 çıta arı bulunuyor ve on paralık çocuk yok. Ara Sıra arıcılarımız bu dönemde hizmetçi yapmaya başladı. Zira sürekli uçar arılar erke sarfetti. Enerjiyi kapçık içi stoklardan karşıladı. Arı, kış salkımı oluşturmadı. Dolayısıyla ahretlik yapanlarda bile risk oluşmaya başladı. Önümüzdeki günlerde eğer arılar yavruya yatar, peşi sıra soğuklar gelirse bu misil ‘yavru çürüğü’ sorunları ortaya çıkacak, koloni kayıpları henüz üstelik artacak. Bu nedenle 45 günce gelgel durumlarını gözden buyurmak ve ona bakarak hizmetçi yapmakta kazanım var. Eğer kovan içerisinde istif bal varsa hizmetçi yapmanın benzeri gereği yok. Geçtiğimiz yıla benzer ayrımsız yıl yaşıyoruz. Kış ılıman geçiyor, arı daim çalışmaya hız ediyor, kapçık dışına çıkıyor, salkım oluşturamıyor. Nedeniyle ana arı diyapoza giremiyor. Sürekli deli dolu tarz, diyapoza girmeyen ana arıların önümüzdeki baharda yumurta performansı düşecek. Arıların bu şekilde bahara tüvana çıkması neredeyse imkansız. Eğer bahar koşulları er oluşursa cemreler düşmeden önceki çiçekler açmaya başlarsa koloni kayıpları daha üstelik yükselecek demektir.

Çanakkale Münezzeh Yetiştiricileri Birliği Başkanı Cahit İleri da arıcılığın değişen iklim şartlarından etkilendiğini kaydederek, Kışın arılarımız dışarı çıkıp gezinebiliyor. Gezdikçe birlikte kovandaki stoklarını tüketiyorlar. Kovanda stokları tüketen arılar ölümle büyüklenme buruna geliyor. Arıcıların özelikle bu dönemde arıları gıdasız bırakmamaları gerekiyor. Stokları tüketen arılarını rızık takviyesiyle yaşatmaları gerekiyor. Yoksa bu adamakıllı havalar, arıların şita stoklarını tüketip, kış ayından çıkamamasına sebep olacak. Doğanın canlılığı arıcılıkla paralel gidiyor. Yağışların olmaması bizi aracısız etkiliyor diye konuştu.

Share: