Kılıçdaroğlu: “Bana Diyorsun Ki ‘İspatla.’ İşte İspatladım. Hangi Yapacaksın?

CHP Umumi Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, güzeşte akşam maden ile ilişik açıklamalarının arkası sıra zaman TBMM’deki takım toplantısında; “İspatla demiş, fotoroman. Hayhay ispatlayayım. Sonuç beş altı ayda olan olayları bütün bu arada hatırlayalım” dedi ve Türkiye’dahi öldürülmüş yabancı cürüm örgütü liderlerini sıraladı. Kılıçdaroğlu, “Bana diyorsun kim ‘İspatla.’ İşte ispatladım. Hangi yapacaksın? Onurun, şerefin varsa ricat edersin. O değil sadece, sarayın da bırakması geçişsiz… Türkiye Cumhuriyeti, tarihinde hakeza ayrımsız rezaleti görmemişti. Pisliğe battık, izzet çürümeye başladı” dedi. Kılıçdaroğlu, “10 yaşındaki bire bir çocuğun metal kullanması hangi demektir? Yemeden Içmeden şu söylenir, Cenabıhak belanızı versin denir. Hangi söylenir?” tepkisini gösterdi.

CHP Genel Başkanı Eksiksizlik Kılıçdaroğlu, zaman TBMM’üstelik; partisinin ekip toplantısında konuştu. Takım toplantısına, Almanya Içtimai Demokrat Partisi milletvekilleri Macit Karaahmetoğlu ve eşi bile katıldı. Kılıçdaroğlu, konuşmasında şunları söyledi:

“TÜRKİYE BİR KAT AYRIMINA GELDİ: Türkiye ayrımsız posta ayrımına geldi. Bu kere ayrımından Türkiye’yi alıp gündeş uygarlığa emmek ve modern uygarlığı sürümü olmak; bu hedefe yöneldik tığ. Bu hedefi katiyetle ama mutlak, ne pahasına olursa olsun gerçekleştireceğiz.

O SAVCIYA DAHI SÖYLÜYORUM…: Doğruluk zarfında yapacağız bunu. Adaletsizliğe sapmadan, hak içre yapacağız bunu. Vefa Salman… Yalova Uray Başkanımız. Ayrımsız ihbar dirimlik, belediyede usulsüzlük var diye niteleyerek. Göreve başlar başlamaz, kente gelir gelmez. Yaptığı geçmiş iş. Savcılığa dilekçe verir, böyle aynı görüngü var, bu olayı araştırın diye. Özlük iradesiyle. Savcı anket açkı, doğrudur açsın, itirazımız namevcut, zaten CHP’li bilcümle belediyeler izleniyor, izlensin. Ondan da şikayetimiz namevcut. Ama adaletsizlik yapmasınlar. Kendisi ihbar ediyor, soruşturulmasını istiyor, müddeiumumi alıyor karışma ediyor. O üstelik suçludur diye niteleyerek. Talimatın nereden geldiğini biliyorum, o savcıya bile söylüyorum, talimatın nereden geldiğini da gayet bol biliyorum. Hangi gerekçeyle geldiğini birlikte gayet ferah biliyorum.

BU KARAR ADALETE YAKIŞIYOR MU? Sav açılıyor; domuzuna, açılabilir. Efendim, karar alınıyor: ‘Bilirkişiye gönderelim olayı.’ Tamam. Bilirkişiye gönderelim. Gitti bilirkişiye, bilirkişi karar verdi. Vefa Salman’ın bir suçu yoktur. Savcı itiraz ediyor, ‘Faydalı efendim olanaksız, bu ehlihibre makul ehlivukuf değil.’ Olur, ne yapalım? Aradan aynı süre zarif, dava ertelenir. Yeni aynı ehlihibre, ne yapalım, Ankara’dan benzeri bilirkişi bulalım. Olur, çekinmiyoruz, korkmuyoruz kim… Ankara’dan ehlihibre, üç tekaüt Sayıştay denetçisi. Serencam öğrendiğim bilgi bu. Yani TBMM adına denetim işleyen benzeri kurumdan zor olan ve mahkemelerde birlikte yöntemince bilirkişilik işleyen üç kişiye bu fariza veriliyor. ‘Bakın bakalım, burada Vefa Salman’ın bire bir suçu var mı, bulunmayan mu?’ Tabir veriyorlar, hiçbir suçu yok. Tabir gidiyor, bekliyoruz. Göreve iadeli edilecek, göreve iadeli edilmiyor. Ne üzere? Müddeiumumi itiraz ediyor, bu bilirkişiler akilane ehlihibre değildir diye niteleyerek. Birincisine da itiraz ettin. Buna bile itiraz ettin. Benzeri bile yetmedi, bilirkişiler üzerine suç duyurusunda bulundu. Bu birlikte bizim hususiyet tarihimizde ayrımsız garabettir. Üçüncü ehlivukuf, evet haydi. Ona birlikte razıyız, dedik. Üçüncü uzman temelinden geldi, esasen seçildi. Kimlerin olduğunu bilmiyoruz, raporu verdiler. ‘Vefa Salman’ın bir suçu yoktur’ diyerek. Duruşma tekrar Vefa Salman’ı göreve iade etmedi. Buradan AK Tümen’ye bir vakitler rey vermiş, vicdan sahibi herkese sesleniyorum. Tanrı aşkına, bu değişmeyen adalete yakışıyor mu, yakışmıyor mu? Bilgiler geliyor: ‘Efendim, akla yatkın değişmeyen vereceğiz amma bizi sıkıştırıyorlar, bizi sürmekle gözdağı ediyorlar, şayet bu kararı vermezsek, nerelere gideceğimizi tığ birlikte bilmiyoruz’ diyorlar. Bunun adı adalet oluyor, yani adaletsizlik.

MAHKEMEYİ TABETMEK DEĞİL, MAHKEMEYİ ELE GEÇİRMİŞSİNİZ ZATEN: Duruşma salonunda arkadaşlarımız itiraz ediyorlar. Bu kat: ‘Efendim CHP’liler mahkemeyi bastı’ diyorlar. Ego vicdan sahibi olan herkese sesleniyorum, elini vicdanına koyup bire bir düşünsün. Mahkemeyi kaplamak değil mahkemeyi ele geçirmişsiniz zaten. Saray iktidarı var orada. Savcısını, hakimini ele geçirmişsin, istediğin talimatı verdiriyorsun.

BOYNUMUZU GİYOTİNE Mİ UZATALIM: CHP itiraz ediyor. ‘Sebep itiraz ediyorsun?’ Yani boynumuzu giyotine mi uzatalım? Mücadelemizi sürdüreceğiz. Vefa Salman bizim onurumuzdur ve gururumuzdur.

O OTELİ KİM ALIRSA, BURNUNDAN FİTİL FİTİL GETİRECEĞİM: Türk Çekicilik Kurumu kayyumlar yoluyla yönetiliyor biliyorsunuz. İstanbul’üstelik pir benzeri oteli var, şu anda kirada. Laleli’dahi. Bu oteli ele kılmak istiyorlar. Bununla ilgilendiren kendisine yargıda süren ayrımsız sorun var. Bu davayı alelhusus hukukçu arkadaşlarımız yakından izlesinler. Türk Gelgel Kurumu, bu ülkenin kurduğu havacılık konusundaki önceki kurumdur. Tarihine kaçınmak duyan herkesin Türk Albeni Kurumu’nu koruması lazım. Var olan hep kaynaklarını hortumladılar, bire bir oteli kaldı, deminden oteli dahi ele geçirmeye çalışıyorlar. Buradan ayan ve açık söylüyorum: O oteli ki alırsa onun burnundan fitil fitil getireceğim, ki alırsa.

SEN O ADALETİ, BENİM KÜLAHIMA ANLAT: Cümle tıpkısı doyumluk düzeni. Hakimi, savcıyı ayarlıyorlar, bilirkişiyi ayarlıyorlar, efendim adaletle karar verildi. Sen o adaleti benim külahıma anlat. Vicdanı olan tıpkı hakimin vereceği benim saygım vardır. Yasalara, hukukun üstülüğüne bakarak karar veren tıpkı hakime benim saygım vardır. Ama bir tane merkezden aldığı talimatla değişmeyen veren benzeri hakime, bilgili denmez filhakika. Şu anda şiddet sisteminin sunu şişman düşmanları, hüküm sistemini çürütenler; talimatla değişmeyen verenlerdir. Yargıtay Başkanı söyledi, adalete güven yüzde 30’lara indirilmiş diye. Gene nazik aynı ölçü yüzde 30. Çıkı şurada herhangi birisi, ‘Bu ülkede adalet var mı?’ diye niteleyerek sorsun. Yüzdelik 99,9’u, ‘Bu ülkede adalet yoktur’ der. Bunu hepimiz biliyoruz. Bunu çözeceğiz.

ADALETİ KİM İSTİYORSA, BİZE KATILACAK: Bu ülkeye hak evet gelecek evet gelecek. Adaleti getireceğiz bu ülkeye. Toplumun vicdanını rahatlatacağız. Nahak Yere yere tutuklananları biliyorum. Düşüncesini ifade etti diyerek hapse atılanları biliyorum. Ama az buçuk çıdam. Kasa ati. Hak isteyen herkes, kim istiyorsa; hangi görüşten olursa, hangi kimlikten, inançtan, yaşam tarzından olursa olsun… Adaleti ki istiyorsa bize katılacak ve biz bu ülkeye adaleti getireceğiz.

BU ÜLKENİN AYDINLARINA, ENTELEKTÜELLERİNE ÇAĞIRMAK İSTERİM: Aynı seziş belgesi açıklandı. İşin özü nedir bilmiyorum amma tıpkı kül önemliydi. Kadın bütün bu arada bu sağgörü belgesinin içini dolduralım, diyerek tıpkı davet de yapıldı. Bu hangi demektir? Gerçekte bizim sağgörü belgemiz namevcut bile keşke bize yardım verirseniz, eskimemiş tıpkı uyanıklık belgesi yapalım. Hep vatandaşlarıma haykirmak isterim. Özellikle da bu ülkenin aydınlarına, bu ülkenin entelektüellerine çiğirmak isterim. Tıpkısı siyasetçinin; benzeri basiret belgesi ortaya koyabilmesi üzere önceki acun tarihini bilmesi geçişsiz. Dünya tarihinin ötesinde, Orta Şark tarihini bilmesi geçişsiz. Ortadoğu tarihini bilmenin da ötesinde özlük ülkesinin tarihini bilmesi geçişsiz. Milli Kurtuluş Savaşını bilmesi lazım… Siz bire bir seziş ortaya koyacaksanız, ati perspektifi ortaya koyacaksanız; bunları vâkıf olmak zorundasınız. Kâfi mi? Yarayışlı. Benzeri zamanda bu ülkenin; hatır insanları ile bilgelik insanları ile tıpkısı araya gelmeniz geçişsiz. Oturmanız ve konuşmanız geçişsiz. Dünyanın gidişatını görmeniz lazım. Teknolojideki çabuk değişimi kavramanız geçişsiz. Ekincilik, demokrasi, endüstri, istikbal teknolojide, toplumsal yaşamda. Hep bunları bilmeniz ve aynı amaç ortaya koymanız geçişsiz. Anlayış sahibi olabilmek amacıyla bu saydıklarım minimal şartlar. Bunu bilmeyen bir insanın ‘Ben vizyonerim’ demesi büyüklüğünde absürt aynı molekül yoktur.

CIZLAM GEL. VİZYON NEYMİŞ SANA ÖĞRETEYİM: Ego arada bir Erdoğan’a çağrı yapıyorum. Buradan yeniden bire bir davet yapayım: Eğer vizyonerliğin ne olması gerektiğini bana bildirmek istiyorsan, senin göstergeç kanallarında, ben hazırım, gel gel gel, cizlam gel. Anlayış sözde sana öğreteyim, gel.

MALI KABARTMAK KONUSUNDA, İŞİ ÇOKÇA FAZLA: Öyle çıkıyor, bulunmayan efendim; ‘işi fazlaymış üstelik bilmem sanki üstelik…’ İşinin ne olduğunu bile biliyorum. İşi akıllıca fazladır. Malı çekmek üzerine işi haddinden fazla fazla. Anca Amerika’birlikte servetler, dünyanın vergi cennetlerinde para varlıkları…

FINANSAL GÖTÜRECEĞİN SÜREYİ KIS, GEL KARŞIMA ÇIK: İşi çok. Ama biraz paraya açgözlülük etme, malı götüreceğin süreyi kıs. Gel karşıma çık. Vizyonermiş, ne vizyonu… Ayrıca kendisine benzeri tavsiyem dahi olsun… İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’ni okusun. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin arz eke panel belgelerinden benzeri tanesidir bu. ‘Benzeri yüzyılı elbet bitirdik, ikinci yüzyıla pekâlâ hazırlanacağız?’ Eğer aynı vizyondan ve vizyonerlikten kortej ediyorsanız; ilk sorunun kaynağına ineceksiniz. Sorunun hangi olduğunu öğreneceksiniz. Sorunu bilmeyen bir kişinin, sorunu çözme şansı yoktur doğrusu…

İRADESİ TESLİM ALINAN KİŞİYE BILDIRME ŞIŞMAN DESTEĞİ ÖZNE BIRLIKTE BAHÇELİ’DİR: Hesaplı bağımsızlığımız tehlikede. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti devletinin konuşu bağımsızlığı tehlikede. Namus Borcu dileniyorlar, düne kadar kızdıkları taşlama ettikleri insanların kapısına gidip yalvarıyorlar. Böyle ayrımsız tabloyu Türkiye Cumhuriyeti devleti hiç yaşamamıştı. Aut siyasa. Egemen güçlerin kontrolünde aut siyasa imkânsız. Tek kimesne unutmasın, özellikle evvelce YANLIŞSIZ Tümen’ye, MHP’ye rey veren kardeşlerim unutmasınlar. ‘Senin mal varlığını incelerim ha, beni çok öfke dediği andan itibaren devleti yöneten kişi ‘Benim mal varlığımı incelemezseniz, namertsiniz’ demiyorsa, o antlaşma hava alınmış kişidir. Doğrulama münfail kişidir. İradesi yoktur çıktı onun, müstakil iradesi. Bağımlı ayrımsız bellik açalım. Bu, iradesi tasdik alınan kişiye yeryüzü balaban desteği yapan dahi Bahçeli’dir. Bu parantezi kapatalım burada.

SEN VİZYONUN HANGI OLDUĞUNU BİLİYOR MUSUN? Yetişek, bir emanet, ev, sınıfa, benzeri ülkeye sınıf atlatan yer balaban faktördür. Tek bilenle bilmeyen ayrımsız peki mu diyoruz rüfeka. İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır diyoruz. Canan Peygamberimiz, ‘İlim Çin’bile da olsa gidin öğrenin’ diyor. Bütün üniversiteleri viran ettiler, eğitim bilimi sistemini katre ettiler. Bunlar çıkacak, ‘Biz seziş belgesi açıklayacağız’ diyorlar. Sen vizyonun hangi olduğunu biliyor musun? Faziletkâr yetenek inşasının hangi olduğunu biliyor mu acaba? Dünyadaki teknolojik gelişmeleri biliyor mu acep? Bilgi ekonomisine geçtik, bilgelik ekonomisinin ne olduğunu biliyor mu? Hayatında duymamıştır, düşkünlük de etmemiştir.

KILIÇDAROĞLU SESSİZ KALACAK, YEMEZLER: Onun amacıyla iki lime yüklenici gelecek, paraları verecekler, o da işi verecek onlara; beraber geliri, gideri paylaşacaklar, muhammes çeteler alacaklar, Kılıçdaroğlu sessiz kalacak, yemezler. Alacağız, alacağız.

Kullanılmamış benzeri temel ile Güçlendirilmiş Vekil Cümle kuracağız, dedik. ‘Seziş’ dediğin budur aha. El Erki elzem kuralımızdır. Herkesin düşüncesine istinkâf etmek. Değişik hatır kadar değerli bire bir şeyin olmadığını bilcümle kainata bizim anlatmamız lazım, özlük insanımıza üstelik anlatmamız geçişsiz. Kuvvetler ayrılığı olmazsa imkânsız. Saraydan, şuradan buradan istek düzlük hakim ve savcı olamaz. Bunların tamamını değiştireceğiz. Düşünceyi anlatım özgürlüğü getireceğiz, toplumsa barışı sağlayacağız. Bu İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesinde tarihimizde ilk kez tıpkı panel partinin bire bir belirlemesi var. Sorunları nakız yanında şöyle ayrımsız tamlık var, ‘Toplumsal barışın temelli ayla getirilmesi için cemi cürüm örgütleri ve düz altı suç örgütleriyle savaş ivaz vermeksizin sürdürülecektir.’ Bugün Türkiye’da vadi altı yanlışlık örgütleri at koşturuyorlar. Bütün coğrafyamızda koşturuyorlar. İlk misil bu gerçeği görüp, İkinci Yüzyıla Davet Beyannamemizde rapor ettik. Liyakat sistemi, devlette liyakat olmazsa izzet olmaz, doğruluk gayrimümkün.

DARBECİLERİN EMRİNDEN ÇIKMIYORLAR: Seçme yasasını değiştireceğimizi söyledik, ‘darbe hukukunu değiştireceğiz’ dedik. Darbe hukukunu değiştireceğiz, dedik. Diyorlar ya ‘Darbeciler, darbeciler…’ Darbecilerin emrinden çıkmıyorlar, darbecilerin getirdiği hususiyet başlangıç tacı ediyorlar. Milletin vekilini millet seçecek, dedik. Bu kadar bariz ve kesin söyledik. Sabık gazetede olgun vardı, 100 küsür milletvekili tek kürsüye çıkmamış. Çoğu DÜRÜST Fırka milletvekilleri. Ne çıkmıyorlar? Mesela, Şanlıurfa’yı alalım. Şanlıurfa’dan tıpkı YANLIŞSIZ Parti milletvekilinin çıkıp, TBMM kürsüsüne, Şanlıurfa’nın sorunları vardır demedi, diyemiyor doğrusu. Sebebi ne? Darbe hukuku. evet ben bunu söylersem evet genel başkan beni listeye yazmazsa, hangi olacak, benim milletvekilliğim gidecek diye.

HİKAYE BUNLARIN MİLLİYETÇİLİĞİ: TBMM üstünde, DOĞRU Parti ve MHP milletvekilleri üzerinde sarayın ipoteği var. Bire Bir bile bunlar güya, ‘biz milliyetçiyiz’ diyerek geçiniyorlar, hikaye bunların milliyetçiliği. Gerçeklik milliyetçi biziz rüfeka, gerçeklik yurtsever biziz.

KENDİSİNE MISIL İLE GÖNDERECEĞİM: Sayıştay TBMM hesabına denetim yapacak. Sayıştay raporlarını makaslıyorlar. Kimesne görmesin, diyorlar. Bütün bunların hepsi biliniyor. Planlama Teşkilatını kapattılar, baştan kuracağız. Bakın bu İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi, ekosistem hakkından da alay boy bos. Onlara ekosistemi sorsan ‘Ne sistemi’ derler. Bu bütün (marifetiyle servet işareti yaparak) biz biliyoruz, farklı bütün hangi onu bilmiyoruz diyorlar… Bunların kâffesi… Kendisine kere ile göndereceğim, saraka. Okusun, okumasını çokça isterim. Çokça şen okunabilir. Gelişigüzel sayfada ayrımsız büro var. Muallel sayfalık bire bir yazı. Ihtimal dünyası değişken. Değişir mi? Ama dolar göndersem derhal.

SARAY HÜKÜMETİ KİME ÇALIŞIYOR?: Hep DÜRÜST Parti’ye fikir veren; mülk ve kaymakamlık başkanlıklarında görev işleyen, belediyelerinde fariza fail ve şehremaneti meclis üyelerine bir soru kritik etmek isterim. Benzeri soruyu MHP’li kardeşlerime dahi taharri etmek isterim. Ana bire bir soru, saray hükümeti kime çalışıyor? Kime hizmet ediyor, kimin için çalışıyor? Dikici için çalışıyor dediğimiz ahit sorsunlar, gelişigüzel çiftçiyi bulsunlar. ‘Senin derdin var mı, bu hükümet sana hangi verdi’ diye sorsunlar. Süt, basılmış, çare, fide fiyatını sorsunlar. Bu saray iktidarı size hangi verdi? Saray sosyetesi, krallar üzere yaşıyor. Hangi verdi çiftçiye?

BU ÜLKEDE ARAZI MI BİTTİ? Bu ülkede yerey mı bitti Tanrı aşkına; buğdayından arpasına, etken hayvanına kadar dışarıdan geliyor. Kime çalışıyor? Bu soruyu sorması lazım herkesin. Bu erk kime çalışıyor. Dış ticaret, tarımda, 2022’nin önceki 9 ayında. Ekincilik ürünü ihracatımız 74 bilyon 256 milyon Türk lirası. Yani 4 milyar 747 milyon dolar. İhraç etmişiz. İthalatımız, 174 bilyon 554 milyon lira. Yani 11 milyar 84 milyon dolar. Sattığımızın çok elan üstünde haricen alıyoruz. Zımnında ekincilik sektörünün mühim seksiyon olduğunu bilmiyorlar. Tarıma önem vermeyen, dünyada mevki yoktur gerçeğini; bilmiyorlar. O büyüklüğünde şişman tıpkısı gaflet içindeler kim, Ekincilik Bakanı dahi tarımda ne var hangi namevcut diye Venezuela’evet gidiyor. Bire Bir başka Tarım Bakanı gidiyor, Fransa’evet, Fransa tarımına yaptığı katkı zımnında bağış veriliyor. Bir bile bunu getiriyor. Tarım Bakanlığı’nın internet sitesine koyuyor. Pes. Kime çalışıyor, esnafa bile çalışmıyor. Sanayiciye, döviz kurunu sorsunlar. İşsizlere sorun, demiyorum.

CUMHURİYET’E DÜŞMANLAR: Saray hükümeti ve onun avaresi, iki şeye düşman. Benzeri, amiyane bile Cumhuriyet’e düşmanlar, Cumhuriyet’in kazanımlarına düşmanlar. İki, üretene ve karşı terine düşmanlar. Bunları biricik dostu var, tefeciler. Tefecilerin bunların yanı sıra hususi tıpkısı yeri var.

UYUŞTURUCU PARALARI TÜRKİYE’YE GELSİN DİYE, BİR DEĞİL BİRDEN FAZLA ÖZEL KANUN ÇIKARDILAR: Kendi mafyamız yetmiyormuş üzere böylelikle bunlar yabancı mafyayı üstelik Türkiye’ye ithal ettiler. Nasıl ettiler? Kara paralarını çağırma ederek ettiler. Bunların yağız paraları var, bu kara paraları Türkiye’ye nida ettiler. Bunu üzere dangadak fazla hususi kanun çıkardılar. AK Partili kardeşlerim üstelik duysun, zaman benzeri derinti konu eden vatandaşım dahi duysun. Bu esrar paraları Türkiye’ye gelsin diye niteleyerek, ayrımsız değil gürpedek fazla hususi kanun çıkardılar. Tığ bunlara itiraz ettik ama bunlar çıkardılar. Eroin parasını getirirsen, esrar baronunu de çağırma ediyorsun demektir. Adamın parası burada, ayrıksı yerde kalacak değil ya. O üstelik geliyor Türkiye’ye.

BARONLAR İSTANBUL’BILE FİNK ATIYOR: Nitekim öyle oldu. Okuntu çıkardılar yöntemince, baronlar İstanbul’bile fink atıyor. İspatla demiş, fotoroman. Demiş ki ‘Bunu ispatla.’ Hayhay ispatlayayım. Son birkaç ayda olan olayları hep bu arada hatırlayalım. Sırbistan’üstelik al yıllık ile aranan ülkenin sunu kanlı suç örgütü lideri, İstanbul’da öldürüldü. Vukotiç, arz kanlı gönül İstanbul’bile öldürüldü. Bunun İstanbul’dahi hangi işi var? Çünkü İstanbul’u kendisini yaşayabileceği aynı mekan yerine görüyor. Kendisini korunduğu benzeri mekan namına görüyor. Sırtımı siyasilere dayadım, kimesne bana tıpkısı öz yapmaz diyor. Azerbaycanlı mafya lideri Elnur Gasimov, Ataşehir’da öldürüldü. İstanbul’un ortasında AVM’lerde Gürcü ve İranlılar silahla çatıştılar. Hep Türkiye seyretti. Gürcüler, İranlılar oturdular; mafya savaşları başladı. Nerede, AVM’lerde başladı. Antalya’birlikte başka ayrımsız mafya lideri Lotu Quli öldürülmüştü. Afgan baronlar filhakika İstanbul’birlikte. Uyuşturucunun koçbaşılığını yapılar bunlar. Ortadoğu’nun sunma iri uyuşturucu baronunu ise hapishaneden çıkarıp, bıraktılar. Birileri devreye girdi siyasiler, en balaban mızrap baronunu bire bir kararla dışarıya bıraktılar. Henüz cemaziyelevvel İstanbul Sultangazi’üstelik tıpkısı lokantada 5 yabancı beyninde sâdır silahlı çatışmada, 16 yaşındaki garson evladımız hayatını kaybetti. Bana diyorlar kim ‘İspat et.’ ya bunları siz görmüyor musunuz? Devleti yönetemiyorlar, devletin elbet yönetildiğini bilmiyorlar. Sırtını mafyaya dayarsan, bunları göremezsin. Sırtını maden baronlarına dayarsan elhak bunları göremezsin. Talihsizliği ne?  Bana dönüp diyorsun ki ‘İspatla’. İşte ispatladım. Hangi yapacaksın? Onurun, şerefin varsa istifa edersin, istifa dediğimiz aynı kural vardı. O değil sadece sarayın de bırakması lazım.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ, TARİHİNDE BÖYLE BİR REZALETİ GÖRMEDİ: Kaynağı mahsus sıfır sulu para. Devletin kayıtlarında var. Siz uyuşturucu baronlarına, kişmiri paracılara ‘Getirin, kaynağını sormayacağım’ diye yasa çıkardınız. Nereden olursa olsun getirin. Uyuşturucu mu, getirin. Para mı, getirin. Türkiye şu anda Avrupa’nın bildirme balaban kişmiri mülk aklayan ülkelerinin başında geliyor. Türkiye Cumhuriyeti, tarihinde hakeza benzeri rezaleti görmemişti. Pisliğe battık, şevket çürümeye başladı. Çepel paralar, kirli insanları şehirlerimize getirdi. Türkiye’nin hep coğrafyasına yayıldılar.

POLİSLERİMİZİ DAHI SARAYIN PİSLİĞİNİ KAPATMAK İÇİN KULLANMASIN: Çarçabuk anlatım edeyim, fotoroman üzere. Yeni ışık fırsatları artık. Tek kaçırmasın. Amma polislerimizi birlikte sarayın pisliğini durdurmak amacıyla kullanmasın. O polisler, benim canımdır. O polisler, fariza yaptıkları sürece benim başımın üstünde yeri vardır. Onların bilcümle sorunlarını biliyorum. Cenabıhak felek ederse Millet İttifakı namına onların hep sorunlarını çözeceğim.

ALLAH KAHRETSİN BU DÜZENİ: Onları intihara sürükleyen ayrımsız akort inşa ettiler bunlar. Bu bokluk uyum. Tanrı kahretsin bu düzeni. Bunu gayet kemiksiz ve bulutsuz söylüyorum. Türkiye bir vakitler uyuşturucunun transit bölgesiydi, saray ise demin Türkiye’yi uyuşturucunun pazarı haline getirdi. Yöntemince bu saray iktidarı, çocuklarımızı uyuşturucu baronlarına peşkeş çekiyor. Hangi uğruna, üç günce iktidarda kalma için. Eroin parası ile akan açığı finanse edebilmek için.

SEN FIYAKA VERMEYİ BIRAK, BU RAPORU OKU: Güven Genel Müdürlüğü bir rapor yayınladı. Türkiye’bile mızrap raporu. Ülkemizi kuşatan, metamfetamin kullanımı son 2 yılda 5,5 hatim arttı diyor. Bu ifade diyor. KABARMA olayındaki ibret sayısı ise 1 yılda yüzdelik 61,5 arttı diyor. Bu tabir Emniyet Umumi Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Savaşım Daire Başkanlığı raporu. Destan kabile suçlularla gurur veren birisi var, biliyorsunuz. Sen o afra tafra vermeyi bırak, emniyetin yayınladığı bu raporu oku. Bu raporda hangi var, onu oku evvel.

ALLAH BELANIZI VERSİN, DENİR: Maden kullanımı 10 yaşına büyüklüğünde düştü. Yoz birlikte 10 yaşındaki tıpkısı çocuğun esrar kullanması ne demektir? Elden şu söylenir, Allah belanızı versin denir. Hangi söylenir? Temas şeyi fiyatladılar, değme şeyi. Tıpkısı büyüklük, ayrımsız dümen, bir saray iktidarı özlük evlatlarına bunu zahir yapar Tanrı aşkına. Ben bunu gündeme getiriyor, koro halinde saldırıyorlar. Sanıyorlar kim Kılıçdaroğlu ansız kadem atacak. ya sizin feriştahınız gelse bu evlatların hakkını ve hukukunu yüklenmek benim boynumun borcudur.

ÜLKE YADIRGATICI OLDU, SARAY NE YAPTI?: Çocuklarımızın sağlığını üstelik sattılar. Ego babayım, dedeyim, ego evladın ve torunun ne olduğunu bilirim. Ne esas ve ata evladının ve torununun mızrap müptelası olmasını gerek. Bire Bir annenin ağlaması, tıpkı babanın feryadı. Bunlar görmüyor, duymuyorlar. Evde evladını zincire vuran babalar mı dersiniz? Evladını, kızını, oğlunu zincire vuran anneler mi dersiniz? Tezyifkâr üstelik anlamakta zorlanıyorum. İnsan namına. Devleti yönetiyorlar, bilcümle bunları bildikleri halde, üç ilkokul kuruş için eroin baronları ve paralarını Türkiye’ye çağırma ediyorlar. Bu sakamet Türkiye’de… ‘Buz’ deniyor, ‘met’ deniyor, ‘metin amca’ diyerek satılıyor. Laboratuvarlarda haddinden fazla karışık maliyetlerle üretiliyor. Ölümsek bir bozukluk. Psikoz, paranoya, halüsinasyonlara neden oluyor. İç organları çürütüyor. Benzeri genç annesini katletti, biliyorsunuz Bağcılarda. Mutluluk şok oldu, büyüklük. Saray ne yaptı? Büyüklük alişilmadik oldu, saray ne yaptı? Güvenli olun o canlı halüsinasyonla hangi yaptığının farkında de değil. Mızrap müptelasının ne yapacağını kimesne garanti edemez.

HAPİSTE BELKİ ALBÜME BAKAR: Ilaç hangi? Umar bozulmamış parayı yadırgatıcı yatırımlarla ülkemize getirmektir. Metal baronlarının paraları değil, esmer nukut değil, haram nukut değil. Arı Sili paraları ülkemize getirmektir. Biz, krizi temiz paralarla çözeceğiz. Evvel yağız mal akışını susturmak geçişsiz. İstanbul’a müesses mafyanın da, baronların dahi başını öğütmek lazım. Önceki ithal baronlardan başlayacağız, sonra bizimkilerle birlikte hesaplaşacağız. Onları üstelik sonlandıracağız. Maden baronlarının kökünü temizleyeceğiz.

BARONLARLA KABILE BOY TEKEBBÜR VERENLERİ DA HAPİSLERDE ÇÜRÜTECEĞİZ: Bu bozuk işlemler ve o baronlarla kamet kamet fiyaka verenleri da hapislerde çürüteceğiz. Tehlikeli cezalar getireceğiz. Bütün anneler size söylüyorum, Mösyö Eksiksizlik’in sözüdür. Bunların tamamını yapacağım. Hapiste ihtimal albüme bakar dahi eski günleri yad boy bos. Öyle kurumlara emir vererek bile kendini kurtaramaz bu dirilik. Kararlıyız, tepeden tırnağa maden belasını ülkemizden söküp atacağız. Hoppadak hırsız, çalkantılı ve zorbalardan değil ayrımsız zamanda mafyadan, çetelerden ve kara mülk, maden baronlarından birlikte bu milleti kurtaracağız.

ÇOKÇA ÇETİN BİR MÜCADELE VERECEĞİZ: On Paralık kimse unutmasın. CHP, benzeri savaşım partisidir. Bu çağrım, bütün sefer arkadaşlarıma ve halkımızadır. Sokaklarımızı, çocuklarımızı ve ailelerimizi korumaya hazırlanın. Bu alanda haddinden fazla ağır bir savaşım vereceğiz.

Bu akşam ezanı Londra’ya gidiyorum, İngiltere’ye. Türkiye’ye derhâl zaman aldırmak üzere, bulunduğumuz krizden geçmek amacıyla temiz, ecnebi yatırıma ihtiyacımız var. Gitmenin en majör amaçlarından biri de bu dinç, temiz teknolojik yatırımları ve fonları Türkiye’ye çekmektir. İçinde bulunduğumuz krizin biricik çıkar yol budur. İşin özü Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağız.”

Share: